30 Aralık 2015 Çarşamba

Beklentinizin çok ötesinde bir Balkan ülkesi ROMANYA




Hangi mevsim giderseniz gidin bir başka güzeldir Romanyaturları

Bilinenin aksine yemyeşil bir ülkedir. Bükreş’in soğuk bir yüzü vardır doğru, komünizmden kalan koca koca binaları ile aklınızı başınızdan alır. Ama sokakların içine girdiğinizde eğlence dolu dünyası ile karşılaşırsınız. Dünyanın en büyük parlamentolarından birine ev sahipliği yapar, binlerce odası ile ziyaretçileri günlerce gezse bile bitiremez belki. Romanya turları ile çok keyifli dakikalar geçireceğiniz konusunda hiç şüphemiz yok.

Biraz şehirden uzaklaşırsanız yeşil size kucak açar. BRAN turları ile yeşilin muhteşem renklerine şahit olursunuz. Bran şatosu ise unutulmaz dakikalar geçireceğiniz yerler arasında. Drakula efsanesine ev sahipliği yapan bu şatonun mistik hikâyelerini dinlerken rehberimizden eve döndüğünüzde anlatacak çok şeyiniz olduğunu hissedersiniz Romanya turları ile.



Romanya Turları ile şahit olacağınız diğer muhteşem manzaralardan biri Mogosoaia Köyü muhteşem sarayı ile ün yapmıştır. Bu saray Brancovenesc mimarisinin bütün özelliklerini taşımaktadır. Merdiven, balkon, kemer ve sütunlar geleneksel Romen tarzını yansıtmaktadır. Sarayda bulunan Brancovenesc müzesinde altın ve gümüşten yapılmış biblolar, nadir olarak bulunan kitaplar, el yazmaları, tablolar, tahta ve taştan yapılmış heykeller bulunmaktadır.
Braşov’a doğru yola çıktığımızda eve dönmek hiç istemeyeceksiniz belki de. Bu muhteşem şehirde Avusturya Macaristan mimarisi ile baş başa kalırsınız, kahvenizi yudumlarken gözünüzü Braşov meydanındaki hareketlilikten alamazsınız.
Kayak yapmak isterseniz Braşov’a gelmeniz yeterli,kışın tüm keyifli dakikaları baş başa kalıverirsiniz Romanya kayak turları ile.


Bükreş turları ile aklınızda yer etmiş o eski Romanya fikirlerini bir kenara bırakın ve romanya turu nun keyfini çıkarmayın.
Romanya Vizesi nide dert etmeyin. Romanya Konsolosluğu ile Akredite olan acentemiz vizenizi çıkarmak için tüm kolaylıkları hizmetinize sunacaktır.

Romanya Turları ile buluşmak dileğiyle


Romanya Turları Hitittour ile bir başka güzel .

21 Aralık 2015 Pazartesi

Bosna Hersek ve Sancaktaki kahve Fincanları neden kulpsuz dur.

Bosna Hersek ve Sancaktaki kahve Fincanları neden kulpsuz dur.

1463 Yılında, Fatih Sultan Mehmet’in Bosna’yı fethinden önce, Boşnaklar batıdan Katolik kilisesi, doğudan ise Ortodoks kiliseleri tarafından, Hristiyan olmaları için kendilerine yapılan baskılara uzun yıllar direnmişlerdir. Önceleri Bogomil Mezhebi’ne sığınmış olan Bosnalılar, Bosna’nın fethinden sonra İslamiyeti topluca seçmişlerdir.
Ancak hristiyan komşuları ile çekişmeler sosyal yaşam, giyim, davranış tarzında da günümüze dek devam ede gelmiştir.
Bilindiği gibi hristiyanlar istavroz çıkardıkları zaman, sağ elinin üç parmağını bir araya getirerek önce alınlarına, sonra sağ ve sol taraflarına, en son göğüslerine temas ederler. Baş, işaret ve orta parmağın bir araya getirilmesi bir Hristiyan simgesi ve adeti olarak görülmüştür.
Kahve içilirken kulplu fincanlarda, fincan kulpundan tuttuğunuzda, parmaklar istavroz çekilir gibi şekil aldığından, eskiden Müslüman Boşnaklar, bu konuda Hristiyanlar tarafından alaya alınınca, Boşnaklar, buna tepki göstererek kahve fincanlarını kulpsuz yapmışlar ve fincanı baş parmağı ile işaret parmakları arasında tutarak hilal şeklini oluşturmuşlar ve bu şekilde kahvelerini içmişlerdir. Bu adet günümüze kadar gelmiş ve Bosna ile ( maalesef günümüzde bir parçası Sırbistan’da, diğer parçası Karadağ sınırlarında olan, İkiye bölünmüş ) Sancak Bölgesinde, kahve kulpsuz fincanlarda afiyetle içilmektedir.
ÇETNİK İŞARETİ YAPMALARI İÇİN PARMAKLARI KESİLDİ
Aşırı ırkçı Sırplar, toplu katliamlarda öldürdükleri bazı Boşnakları, ellerindeki serçe ve yüzük parmağını keserek gömdü. Bunun nedeni, Müslüman olan Boşnakların ‘çetnik işareti’ yaparak ölmelerini istemeleriydi. İşte bu nedenle Boşnaklar, ‘çetnik işareti’nin yapıldığı baş, işaret ve orta parmak kahve kulbunu tutarken bir araya gelmesin diye, kahvelerini kulpsuz fincandan içer…
‘ÇETNİK SELAMI’ NEDİR?
Temeli eskiye dayanan ‘Baba, oğul ve kutsal ruhu’ temsil eden, baş, işaret ve orta parmağın açılıp, serçe ve yüzük parmağının kapatılmasıyla yapılır. ‘Sırp zafer işareti’ olarak da lanse edilir. Çetnik selamı, 1941’de II. Dünya Savaşı’nın işgalci Mihver Kuvvetleri, Hırvat işbirlikçilerine karşı direniş amacıyla kurulan, ama daha çok Tito’nun komünist gerillalarıyla çarpışan radikal milliyetçi, monarşist Sırp gerillalar ile özdeşleşen bir harekettir. Çetniklerin ideali, ‘Büyük Sırbistan’dır

8 Aralık 2015 Salı

Boşnak Sofralarının Vazgeçilmezi 

Kuru Et


Yıllardır eski usullere göre kuru et yapan Gorajdeli Mersudin Forto, et endüstrisindeki yeniliklere rağmen, geleneksel yöntemlerle et kurutmaktan ödün vermiyor.
Birçok yemekte kullanıldığı gibi aperatif olarak da servis edilen kuru et, Bosnalıların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Forto: “Bu işten ne kadar kazandığımla değil, kuruttuğum etin kalitesi ile ilgileniyorum. Etim kaliteli olursa, ben de mutlu oluyorum”
Bosna Hersek mutfaklarının vazgeçilmezi olan kuru et (suho meso), yaz-kış demeden yılın her dönemi büyük ilgi görüyor. Birçok yemekte kullanıldığı gibi aperatif olarak da servis edilebilen kuru et, Bosnalıların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.Et kurutma, Bosna Hersek’te on yıllardır süregelen bir gelenek. Alışveriş merkezleri ve marketler günümüzdeki kadar yaygınlaşmadan önce ülke genelindeki hemen her evin bir et kurutma odası bulunuyordu. Et endüstrisinde yaşanan gelişmelere rağmen, bazı Bosnalılar eski yöntemlerle et kurutmaktan vazgeçmiyor. Gorajdeli Mersudin Forto, yaşanan tüm teknolojik gelişmelere rağmen, geleneksel yöntemlerle et kurutmaya devam edenlerden.
Et kurutmayı çocuk yaşta, babasından öğrendiğini anlatan Forto, kaybolmaya yüz tutan et kurutma geleneği ve yöntemlerini AA’ya anlattı.Forto, et kurutan kişilerin kendilerine göre yöntemleri olduğunu ve bu yöntemleri başkalarından sakladıklarını belirterek, kendisi de babasının yöntemini devam ettirdiğini kaydetti.Evlerinin bahçesindeki kurutma odalarında babasının uzun kış mevsimi için et kuruttuğunu söyleyen Forto, “Ben de onun izinden gidiyorum. Eski usullere göre et kurutuyorum” dedi.
Forto, önce sadece ailesinin kışlık ihtiyacını karşılamak için başladığı bu işte, artan taleple birlikte kurutma odalarının sayılarını da arttırmak zorunda kaldığını aktardı.Yaptığı kuru eti Gorajde geneline sattığını anlatan Forto, “Bu işte arkadaşlarım bana destek oldu. Tanıdıklar, onların tanıdıkları gelip kuru et satın alıyorlar” dedi.Forto, eski usullere göre et kurutan başka insanların da bulunduğu ifade ederek, “Ancak bu yavaş yavaş ölen bir gelenek. İnsanlar daha ucuz olduğundan dondurulmuş etleri tercih ediyorlar” diye konuştu.
Kuru etin sırları Hayvanın kesiminde etin kurutulmasına kadar her aşamayı kendisi yapan Forto, et kurutmanın “sırlarını” şöyle anlattı: “Önce hayvanı kesiyoruz. Kestiğimiz hayvanın eti, soğuması açısından bir gece bekletiliyor. Sonra eti sarımsaklı ve tuzlu suya batırıyoruz. Et bu suyun içinde en az 21 gün bekletilmeli. Ne kadar çok bekletilirse o kadar iyi olur. Sonra kurutma aşamasına geçiyoruz. Eti kancalara geçirip, kurutma odasına asıyoruz. Bir gün böyle bekledikten sonra odada ateş yakıyoruz. İlk başlarda ateş zayıf olmalı. İkinci-üçüncü günden sonra daha kuvvetli bir ateş yakıyoruz. Etin kurutulması işlemi 10 ila 15 gün sürüyor.”Et kurutmanın basit bir iş olmadığını ve büyük bir yük olduğunu anlatan Forto, “Bu işten ne kadar kazandığımla değil, kuruttuğum etin kalitesi ile ilgileniyorum. Etim kaliteli olursa, ben de mutlu oluyorum” diye konuştu
BU LEZZETİ YERİNDE TATMAK İÇİN BİZ VARIZ  http://www.hitittour.com/bosna-hersek-turlari
Boşnak Mutfağından Peçenye.. ( Yapılışı) KUZU ÇEVİRME




Boşnak ağzı ile “Peçenye” diye adlandırılan bu özgün yemek de kuzu etiyle yapılır

Çoğunlukla özel misafirleri ağırlamak ya da yakın arkadaşlarla beraber yemek için tercih edilen çevirme,hali vakti yerinde olanların hatırlı dostlarına yaptığı bir jest olarak kabul edilir.Bu anlamda çevirme davetlerinin sosyal hayatta özel bir değeri vardır

Kuzunun içi temizlenip tuz ve baharat ile terbiye edilmesinden sonra boylamasına bir kalın çubuğa geçirildiği görülür.Sarkan etler ,ustalık isteyen biçimde çubuğa bağlanıp bohçalanır.Sonra da köz halindeki açık fırına konur.

Çubuk adtea bir mil gibi eti döndürmekte kullanılır.Tercihen etin altına bir tepsi içinde pirinç konularak ,etten damlayan suyla birlikte pilav pişirilir.

Bosna hersek turu muzda bu lezzeti tatmak için bekleriz
www.hitittour.com


7 Aralık 2015 Pazartesi

Boşnaklarda Sevdaluk

BOŞNAKLAR’DA SEVDALUK GELENEĞİ

Arapça kökenli olup aşk ve sevgi anlamına gelen sevdâ kelimesinden türetilen “Sevdaluk”, Türkçeden Boşnakçaya geçmiştir.Bosna’da bir köy veya mahallede, genelde birkaç sülale yaşamaktadır. Bunlar arasında sağlıklı münasebetler sağlamak için bazı İslami adetler uygulanmaya başlanmıştır. Dağlık bölgelerde insanların uğraştıkları işler ağır olduğundan tabiatları da sert olmaktadır. Eskiden Boşnak erkekleri genelde maden, orman, tarla, inşaat gibi işlerle uğraştıkları için sert mizaçlı idiler. Onların tam tersi kadınlar çok yumuşak ve kibar bir yapıya sahiptiler. Çünkü Boşnak kadınlarının hayatı ev, avlu ve bahçe ile sınırlı olup evde ev ve mutfak işi yaparlardı. Ayrıca avluda çiçek dikme, bahçede ise sebze yetiştirme işleriyle meşgul olurlardı.

Hafif işlerle meşguliyetleri tabiatlarına yansımasından dolayı aynı köy veya mahallede yaşayan farklı sülaleler arasında iyi ilişkiler sağlama görevi onlara düşerdi. Özellikle erkek çocukların arasında anlaşmazlıkların ilerlememesi için farklı sülaledeki kadınlar kendi aralarında samimi bir dostluk kurarlar; buna Sevdaluk denirdi.

Sevdaluk, ancak iki sülaledeki kadınların arasında yapılırdı. Yalnız vurgulamak gerekir ki bu iki ailenin evleri birbirlerine yakın olurdu. İç içe yaşadıkları için ister istemez erkekler arasında bazı ihtilaflar ortaya çıkardı. Anlaşmazlıkların temelinde genelde tarla sınırı, hayvanların başkasının mallarına zarar vermesi, kuraklık zamanlarında su sıkıntısı çekilmesi, erkek çocukların kavga etmeleri gibi sebepler bulunurdu.

 

Sevdaluk, genelde emsaller arasında yapılırdı. Çünkü nesil örtüşmesi anlaşma sağlamada büyük rol oynardı. Bir sülalenin kadınlarından en büyüğü, öbür sülalenin kadınlarından en yaşlısı ile Sevdaluk başlatırdı. Mahallede yaşayan sülalelerdeki kadınlar bir arada oturduklarında veya Ramazan ayında teravih namazına sürekli birlikte camiye gittiklerinde aralarında muhabbet doğunca kadınlardan birisi öbürüne Sevdaluk dostluğu kurma teklifinde bulunurdu. Kabullenince onu eve davet eder ve ziyafet çekilirdi. Ayrıca o iki sülalenin tüm kadınları özel olarak toplanır; bu iki kadın herkesin huzurunda ayağa kalkar, küçük parmaklarını birleştirip Sevdaluk kurulduğunu ilan ederler; davetli olan kadına ev sahibi kalıcı bir şeyi hediye olarak verirdi. Eskiden maddi imkânların sınırlı olmasından dolayı genelde sık kullanılan bir mutfak eşyası; cezve ve fincan gibi elde edilmesi kolay bir şey hediye edilirdi. İade ziyarette aynı şekilde hediyeleşme olurdu. Sonra o kadınların kızları veya gelinleri kendi yaşıtlarıyla da Sevdaluk doğal olarak kurulduğundan annelerinin dostluğunu karşılıklı olarak devam ettirirlerdi. Onlar artık birbirlerini öz kardeş gibi görürler; sürekli düzenlerler davetlerde birbirlerine kesinlikle yemek ikram ederlerdi. Sevdaluk sıradan insanlarla yapılmazdı. İnsanın kişiliği, ahlakı ve maddi durumu da göz önüne alınarak sevdalar seçilirdi. Bu konuda çevreyi bilen yaşlılardan fikir alınır; onların yönlendirmesiyle ahlaki problemleri onlardan mümkün mertebe uzak durulurdu.

 

Hanumka Terziç, Lopare ilçesine bağlı Koray kasabasına 1982’de gelin gitti. Orada genç komşusu Nermina ile Sevdaluk bağı kurmak istedi. Ancak Hanumka’nın kayınvalidesi Aliya buna engel oldu. Çünkü Nermina, henüz Sevdaluk kurma konusunda hassas bir yapıya sahip değildi. 

 

Sevdaların Dikkat Ettikleri Hususlar Sevdaluk bağları bulunanlar birbirinin arkasından dedikodu yapmaz, onda kusur aramaz, tersine varsa kusurlarını örterlerdi. Bunun aksine hareket edenler ayıplanırdı. Hasiya H9aliloviç, sevdası Zineta İslamoviç’in arkasından zaman zaman dedi kodu yapardı. Sevdaluk kurallarını çok iyi bilen eltisi Şemsa Haliloviç, onu; “Sen nasıl sevdasın? Onun kusurlarını örteceğine aleyhinde bulunuyorsun” diyerek ikaz ederdi

 www.hitittour.com 


22 Kasım 2015 Pazar



Bal ve Kan Uzun süren bir Göç Hikâyesi Balkanlar’dan Anadolu’ya

Hangi birini yazmalı hangi hikâye ye yer vermeli hangi kalp hazır buna hangi kulak duyabilir sözleri.

Ayrılığın hikâyesidir bu yürek burkan Vatan toprağından kopuş, Anadolu’ya göç edişin hikâyesidir.
Bir Ekim Sabahı düştü ateş Balkanlar’a son bahar ile ayrılık başladı sürgün edildiler yurdundan.

Sevdalar yarım kaldı, oturup ağlamaya bile fırsat vermedi zaman yola düşme vaktiydi.
I.  Balkanlar ve II. Balkanlar savaşı ile yola döküldü binlerce İnsan Balkanlar’dan Anadolu’ya birlik olma ateşi ile.

Fırtına çok sert esti, Rumeli’nin gözünden gönlünden gözyaşı hiç eksik olmadı hasret ona eşlik etti.

Bir Nesil geçti üzerinden Genç Kuşak duydu hep dedelerinden Balkan Türkülerini,

Biz bu son baharda buluşacaktık Bahar geldi geçti sen gelmez oldun dedi Sevdalılar bir birine
Gözlerimiz yollarda Aklımız Balkanlar da kaldı ama giden gelmedi.

Gidenler gelmedi ama gelmedi diye bizde mi gidemezdik

İşte bu yüzden Balkan Turlarını düzenledik

Balkan Turları ile gidilemeyen Ata topraklarına çevirdik yolumuzu.

Hangi biriyle başlayalım Bulgaristan mı yoksa ilk durağımız Bosna Hersek mi olmalıydı?

Karar veremedik ve Uzun Balkan Turları olsun adı tüm Rumeli de soluklanalım istedik.

Balkan Turlarımıza  Sırbistan’dan başladık Bosna Hersek ten devam ettik Karadağ da durakladık.

Balkan Turlarımızda Olmazsa olmazımız Arnavutluk’tu Tiran’a selam verdik Ohri’ye vardık bir sabah.

Kalkandelen’e yolumuz düştü Gostivar da  kahve yudumladık dedelerimizin hikâyelerini hatırladık.

Prizren’e uğramasak küserdi bize Balkanlar. 

Üsküp’te Vardar ovasını söyledik Balkan Turlarımızda.

Balkan Turu, Balkan turu olsun diyorsan bir de Selanik vardı ki Selanik Türküsünü yaktı içimize.
Selanik’ten dönerken gönlümüzü Bosna Hersek te bıraktık.

GÖNLÜMÜZDE BALKANLAR GÖZÜMÜZDE BOSNA HERSEK


Bosna Hersek maceraya kürek çekmek gibi, Çalkantılı, fırtınalı ama bir o kadar da sakin, su gibi.

O kadar iç içe ki her şey bir yanında fırtınalı başı dumanlı karlı dağlar, bir yanında Adriyatik denizi ufkunuzu genişletecek, bir yanda yem yeşil ormanları, Gürül gürül akan nehirlerde Rafting yaparken mi bulursunuz kendinizi Neretva’da yoksa Jahorina’da kayak merkezin demi huzur bulur ruhunuz.

Baş çarşıda Boşnak Kahvesi yudumlarken Gazi Hüsrev Bey Camii’nden duyulan Ezan seslerimi susturur yüreğinizi

Yoksa Kardeşçe yaşamanın anlamını Kilise çanlarımı fısıldar kulağınıza.
Bir Boşnak’tan dinlerken Boşnak olmanın ne demek olduğunu alıp başınızı gidesiniz gelir uzaklara,

Sonra gönlünüz düşer Saraybosna’ya ve kala kalırsınız Sevdalinka şarkısı gibi .

 

Yazmakta zorlandığımız bu güzel diyarları Yaşatmak adına Bosna Hersek Turu adında yelken açtık.

Yelkenlerimizin Rotasını Bosna Hersek turu muza çevirdik ve bizi götür Bosna’ya dedik rüzgâra.

 

Bosna Hersek Turu ile birçok şehir canlanacak yüreğinizde, kiminde acı ve hüzün, kiminde bahar ve papatyalar karşılayacak sizi.

Mostar Köprüsü’nde saatlerce oturmak ister gönlünüz baka kalırsınız bu Muhteşem köprüye.


Neretva’da atar yüreğiniz,Blagaj’a varır gürül gürül akar haykırırsınız yaşanılanları Balkanlar’a
 
Bosna Hersek Turu sizi alır götürür durmak bilmeyen bu engin topraklara.

Bosna Hersek Turunda Bihac’a Düşerse yolunuz Şelaleler karşılar sizi.
Bosna Hersek Turunda nereye elinizi atsanız tarih çıkar karşınıza, doğa çıkar, manzara çıkar.
Gülen yüzlü insanlar dolaşır etrafınızda onca çekilen acıya rağmen.
Bosna Hersek Turu sizleri yepyeni ufuklara götürecek tap taze bir program.



Balkanlar size Vizesiz turlar gerçekleştirebilme imkânını sunarken ülkeler arasında geçiş kolaylığı ile Balkan Turları gözde planlarınız arasında olacak.

Vizesiz turlar da birçok prosedürden uzak huzurlu ve güvenli seyahat etmenin keyfini çıkaracaksınız.

Vizesiz turlar da rahatça vizesiz gezebileceğiniz Balkan ülkeleri arasında Bosna Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Sırbistan en popüler olanları.

Vizesiz turlar da olmazsa olmazınız Bosna Hersek turları olsun diye önerebiliriz.

Sırbistan’ın başkenti Belgrad sizi Avrupa dokusunu hissederken vizesiz turlar da,

Şahit olduğumuz bu güzel anıları paylaşmak adına Bosna Hersek Turlarımızı yüreklerinize sunduk.

Bosna Hersek Turlarımızda  Başkent Saraybosna sokaklarında yürürken

Gazi Hüsrev Bey Camii’nde soluklanırız

Sebil’de avuçlarımız ile su yudumlar, 

Kurşunlu Medreseden Ezan sesleri yükselir Moriçhan’da  Türk çayı yudumlarız. Boşnak Böreği lezzetini tadarız Sac Börek’te.

Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç’e Selam veririz Kovaçi Şehitliğinde, Latin Köprüsünde yaşananlar canlanır gözümüzde.

Bosna Hersek Turlarımızda bir Mostar sabahına uyanır gözlerimiz.

Mostar Köprüsü yıkılır Hırvat topçular tarafından ve biz tanık oluruz tarihin sessiz çığlığına.

Bosna Hersek Turlarımızda Blagaj’a düşer yolumuz Alperenler Tekkesinde,Sarı Saltuk Babanın zikirleri yankılanır kulaklarımızda, Poçitel’de kaleye tırmanır son Osmanlı köyü oluruz misafirlerine kucak açan.

Bosna Hersek Turlarımızda Ahmiç te gönlümüz gözümüz keder olur keder dolar katliamı yaşayan biz oluruz küçücük köyde kaybolan yüzlerce yetimden biri olur çaresizliğin anlamını öğreniriz.

Biz Bosna Hersek’te tarih olur sizleri de bu tarihe Şahit etmek isteriz.

Bosna Hersek Turlarımız ile bu masum ve bir o kadarda hırçın ülkeyi bizimle keşfetmeye hazır mısınız?

Vizesiz turlar kategorimizden 2016 Kesin kalkışlı Bosna Hersek Turlarımıza ve Balkan turlarımıza  tüm yıl boyunca katılabilirsiniz.













19 Kasım 2015 Perşembe



Olimpiyat merkezi Jahoriha Saraybosna’da Jahorina Dağında bulunmaktadır. 1984 yılında Saraybosna ve Jahorinadağı 14.üncü KIŞ OLİMPİYATLARINA ev sahipliği yapmış ve hala Balkanların en büyük kayak ve kış turizm merkezidir.
Dağın en yüksek zirveleri Ogorjelica, 1916 m, Sjendiste 1910m, Kosuta 1907m ve Crni Vrh 1788m rakımlarındadır.
Kış sezonunda Jahorina dağında kar kalınğı ortalama 170 gün boyunca 3 metreye kadar yükselmektedir.
20 kilometre uzunluğunda mükemmel kayak pistine ve saatte 10,000 kişi taşıma kapsaiteli 9 adet teleferik sistemine sahip Jahorina sizleri eşsiz kayak keyfine davet etmektedir.
Jahorina dağı Ekim ayından başlayarak Mayıs ayına kadar yıllık ortalama 170 gün boyunca kar altındadır. On yıllık ortalama kar yüksekliği 106 cm dir.
Bosna-Hersek, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kış mevsiminde kayak merkezleriyle de dikkati çekiyor. 1984 Kış Olimpiyatları'nın yapıldığı Bjelasnica, İgman ve jahorina kayak merkezleri, kış mevsimiyle birlikte özellikle hafta sonları kayak ve doğa tutkunlarını ağırlıyor.
Savaş sırasında hiç hasar görmeyen jahorina, Saraybosna'ya 28 kilometre uzaklıkta. Sırp Cumhuriyeti sınırlarında kalan, kışın kar kalınlığının 3 metreyi bulduğu Yahorina'da, 25 kilometre uzunluğundaki kayak pistleri kullanılabiliyor.
Dört telesiyej ve dört teleskinin hizmet verdiği merkezde ayrıca kayak krosu, kızak, gece kayağı ve yürüyüş için uygun alanlar ile bir kayak okulu ve kayak servisi de bulunuyor.
Kayak pistlerinin yakınında ise büfeler, güneşlenme noktaları ve dükkanların bulunduğu jahorina 'daki otellerin 1400 yatak kapasitesi mevcut.
Kaliteli ve devamlı kar yağış ile Kasımdan Marta kadar Bosna Hersek'teki dağlar kış sporları için harika bir iklim sunmaktadır. Saraybosna'da yapılan XIV. Kış Olimpiyat Oyunlar o zamana kadar ki yapılmış en başarılı Olimpiyat oyunlarıdır. O günler çoktan gitmiş olmasına rağmen, kaliteli meyiller hâlla oradadır. Saraybosna'nın Bjelasnica, İgman ve Jahorina dağlarına olimpiyat kayak ruhu dönmektedir. Çeşitli alanlarda hizmet veren yeni ve modern konaklama tesisleriyle Saraybosna'daki kayak merkezleri güneydoğu Avrupa'da bulunanların en iyileridir.
Bosna Hersek'te kayak yapmanın hızlı, eğlenceli ve ucuz olması Bosna Hersek'teki kayak merkezlerini yabancı turistler için önemli bir destinasyon haline getirmiştir




Piramit denince aklımıza hemen Mısır piramitleri geliyor değil mi? Doğal olarak öyle. Biz ise size bir diğer piramitler takımını tanıtmak isteriz; Bosna Piramitleri.
Bosna Piramitleri, veya bulunduğu şehrin adıyla Visoko Piramitleri (iki piramidin mevcut olduğu savından hareketle, biri Bosna Güneş Piramidi -‘Bosanska Piramida Sunca’-, diğeri de Bosna Ay Piramidi -‘Bosanska Piramida Mjeseca’- şeklinde de adlandırılmaktadır) Boşnak arkeolog Semir Osmanagiç tarafından halen üzerinde çalışmalar yürütülen, Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosnaile Zenica arasında yer alan Visoko kentinin arkasında yükselen hayli düzgün bir piramit şeklindeki tepe ve bu tepeden görülebilen benzer şekilli daha küçük bir yükseltidir.
Semir Osmanagiç, 2005 yılı içinde ‘Güneş Piramidi’ alanında bizzat finanse ettiği kazı çalışmalarına başlamıştır. Tepenin uçlarının kuzey-güney-doğu-batı yönlerine denk geldiğine dikkat çekmekte, ve taş döşenmiş bir giriş holü, altında piramidin yer aldığına inandığı kil katmanları bulduğunu öne sürerek, Visoko Piramitleri’nin Avrupa’nın bilinen ilk piramitleri olduğunu iddia etmektedir. Mevcut bir tepenin şeklinin düzgünleştirilerek piramit şekline sokulmuş, yamaçlarında da basamaklar inşa edilmiş olması da başka bir ihtimaldir. Osmanagiç’e göre, Piramitlerin tarihi, bölgeye M.S. 600 yıllarında gelmeye başlayan Slav kavimlerinden önce Balkanlar´da yerleşik bulunan İlliryalılardan (muhtemelen Arnavutlar ın ataları) da öncesine dayanmaktadır.
Bosna Piramitleri Sarajevo’ya 20 km kadar uzak Visoko şehrinde bulunuyorlar. Eğer bu oluşumların piramitler olarak isimlendirildiğini bilmiyorsanız sizin için sıradan dağ silsilesi olarak görülecektir. Dağ gibi görünen bu oluşumların bir şekilde doğal yollar ile oluşmadığını, bir düzen içinde olduğunu, ve saklı sırlarının devam eden araştırmalar sonunda elbet ortaya çıkacağına inanıyorum. Piramitlerin gizemini açığa çıkarmak için çalışmalar hızla devam ediyor, ne kadar süreceği elbette belli değil, bu uzun bir süreç ama araştırmalar ilerledikçe yeni buluntular da ortaya çıkacaktır.
Piramitler silsilesinde 5 adet piramit var. En büyük piramit SUN – Güneş piramidi ve 220 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek piramidi. Diğer piramitler; MOON – Ay, DRAGON – Ejderha, EARTH – Dünya ve LOVE – Aşk.

Piramitlerin gizemi arkeolojik kazılar ışığında zaman içinde çözülecek elbette ve bu konuda dediğimiz gibi gerek arkeologlar ve gerekse gönüllüler durmadan çalışıyorlar. Piramitlerin tünellerle birbirine bağlı olduğunu iddia ediyorlar ve bu konuda oldukça teknik çalışmaları var. Ravne tüneli kazısı şimdilik 1500 metrelerde ve hızla ilerliyor. Kazı esnasında bulunan arkeolojik buluntular yeni açılan müzede sergilenmeye başlanmış. Ravne tüneline rehbersiz girmek kesinlikle yasak. Yan galerilerde kaybolabilirsiniz zira her ne kadar ışıklandırma varsa da tehlikeler içermekte. Tünel yer yer tabanda su ile kaplı. Tünel içinde hemen her noktada “manyetik alan” ölçümleri yapılmış ve ölçümler panolarda belirtiliyor.

Tünel içindeki galerilerin birinde yekpare bir kütle bulunmuş ve bilimsel incelemesi buluntunun seramik yekpare olduğunu göstermektedir. Alanda 25.000 bovis manyetik alan bulunuyor. Kütle üzerine el ile dokunulduğunda bir süre sonra avuçlarda ısınma veya soğuma başlıyor. Ayrıca üzerinde bazı harfler okunmaktadır.
Tünel içinde 40.000 bazı galerilerde Bovis ölcütünde manyetik alan ölçülmüş ve bu alanlarda 10 dakikadan fazla durulamıyor.
Müzedeki buluntulara baktığımızda C14 karbon yaş tayini ile ulaşılan yaş değeri 29.200 yıl öncesine giden organik fosiller, üzerinde hyeroglif yazılar olan taşlar, belirli bir amaç için şekillendirilmiş keskin kenarlı ve bomerang şekilli taşlar, yine üçgen ve sivri taşlar görüyoruz.
Ravne tünelleri kazıları ilerledikçe Piramitlerin de gizeminin çözümüne yaklaşılacağına inanıyorum. Yolunuzu Bosna’ya düşürün diyorum,Visoko’ya gelin ve piramitler ve Ravne tünelini görün.


Saraybosna Avrupa’nın Kudüs’ü
Misafirlerimizin memnuniyetini her zaman en üstte tutan firmamız, çalışanlarımız ve hizmetlerimizle her dönem çalışmaya devam ediyoruz. Balkanlara yapılan gezilerimizde müşteri memnuniyetlerimiz arttıkça bu bizlerin işine olan bağlılığını da artırmaktadır. Hitit tour olarak vizyonumuzun her zaman hakkını vermeye devam edeceğiz. Çeşitli turlar düzenleyen markamızın
seyahatleri her zaman ilgi odağı olmuştur. 2016 kesin kalkışlı turlarımızın isteğe göre değiştiği 
Saraybosna Turları mız
Tam pansiyon avantajıyla hiçbir ekstra ödemeyeceğiniz huzur dolu tur programlarımızla sizlerleyiz.
Mostar- Travnik-Alperenler tekkesi –Savaş tüneli ziyaretleri 
ziyaretçi ilgisini arttırmaktadır. Ekonomik anlamda da uygun fiyatlarıyla 
ziyaretçilerine sitemizde uygun avantajları sunmaktadır. Turların çeşitliliği ile de her zaman farklılığımızı ortaya koyan bir firma olarak hareket etmişizdir. Her bütçeye her kesime hitap eden; balkan turlarıyla her zaman dikkat çeken yapımız dünyanın küçük olduğunu insanlara anlatmaya çalışmıştır.

Saraybosna da kültür
Çağdaş zamanlara kadar Bosna Hersek genelde Avrupa ülkelerinin artistik akımının (hareketlerinin) dışında kaldı. Yaratıcı şekiller ancak neolitik zamanların uzun ve büyüleyici tarihine dayanır. Bosna Hersek’teki müzeler ve galeriler Rönesans ya da romantik döneme ait tablolarla dolu değildir ve günlük yaşamı temsil eden canlı şekiller bulunur.
Çağdaş sanat 20.yüzyılın son yarısında yer alan kültür devriminde bir anahtar etkisine sahiptir. Yüzyıllardır bu devrime sebep olan kültür, günümüzde mimari, geleneksel kıyafetler, taşlar, oyulmuş sanat eserleri, çömlekler, mücevher ve kutsal yerler yoluyla yaşayan bir müze olarak ziyaret edilir. Bosna Hersek kültürünü bir müzenin duvarlarından sokran şeyler olarak bulamazken fakat karışık cami boyamaları, ahşaptan yapılmış güzel geleneksel mobilyalar, muhteşem dikişli geleneksel kıyafetler olarak görülebilir.
Eskinin ve yeninin karışımı olan bu yaratıcı şekiller Bosna Hersek’i diğer Avrupalı komşularından farklı kılar. Günümüzün kültürel manzarası düzenli bir şekilde gelişiyor. Saraybosna, güneydoğu Avrupa’nın en iyi festivallerine, Saraybosna Film Festivali, Jazz Festivalini, Mess Alternatif Tiyatro Festivaline ve daha sayısız festivallere ev sahipliği yapar. Çağdaş Edebiyat, müzik ve sanat yeniden doğan bir ülkenin yaratıcı mücadelesini içerir.